Boşanma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler


Boşanma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

BOŞANMA SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

 

 

Çocukların gelişim süreci  göz önünde bulundurulduğunda tartışılmayacak derecede öneme sahip olan aile birliği; genellikle boşanma nedeniyle parçalanmaktadır. Ailenin duygusal ve yapısal olarak bölünmesi çok karmaşık durumları da beraberinde getirir. Bu süreçte ebeveynler unutmamalıdır ki mühim olan parçalamadan bölmektir. Ayrılığın, çocuklar üzerinde bırakacağı en az hasarla gerçekleşmesi her anne babanın temennisidir.

 

 Boşanmanın kuşkusuz çocukların yaşamında sarsıcı olaylardan biri olduğu gerçeği, ‘’potansiyel ‘’ olarak çocuğun ruhunda gelişim yaralarına yol açar. ‘’Potansiyel ‘’ olarak yol açar çünkü bu sürecin her çocukta aynı yaşanmadığı bir gerçektir. Çocuğun mizacı ile beraber  önemli olan sürecin nasıl yönetildiği, çocuğun her iki ebeveyninden de  eşit düzeyde sevgi ve ilgi ihtiyacını karşılamaya devam etmesidir. Süreç bu bağlamda değerlendirilmelidir.

 

Ancak yeterli içsel desteği göremeyen ve bir ebeveynin ötekini kötülediği durumlarla baş etmek durumunda kalan çocuklarda aile kavramının işlevini yitirmesi, çocuğun içinde bulunduğu gelişim evresinde saplanmasına yol açar.  Çocuğun bir ebeveynin diğerini değersizleştirmesine değil, birbirlerinin tamamlayıcılığına ihtiyacı vardır.

 

 Çocuk için her iki ebeveynde eşit derecede değere sahiptir.  Annenin de babanın da birbirlerinin yerlerini dolduramayacağı, ebeveynlik rollerinin birbirlerinin tamamlayıcısı olduğu unutulmamalıdır.

 

Günümüzde evliliklerin sona ermesi ender rastlanan bir olay olmadığı için pek çok çocuk boşanma kelimesini bilmektedir. Ancak bebeklik döneminden okul öncesi çağa kadar olan dönemde çocuklar, boşanma kavramının ne olduğunu ya da anne-babalarının boşanmalarını anlamlandıramamaktadır.  Henüz somut işlem becerisi gelişmediği için gerçek ile hayal arasındaki ayrıma varamazlar. Bu dönemdeki çocuklar her şeyin kaynağının kendisi olduğu gibi düşünceleri nedeniyle anne-babasının boşanmasının kendi suçu olduğu düşüncesine sahip olmaktadır. Bu durum çocuğun ömür boyu terk edilme korkusu ve evden giden ebeveyni ile bir daha görüşemeyeceği korkusuna yol açabilmektedir. 

 

 

Anne ve babasına  nasıl ve ne zaman  ulaşabileceği bilgisi çocukla paylaşılmalıdır. Çocuğun soruları belirsiz bırakılmamalı ve tutarlı yanıtlar verilmelidir.  Çocuğun birlikte yaşamadığı ebeveyni ile iletişiminin azalması, uzun vadede çocuğu derinden etkiler. Düzenli olmayan aralıklarla çocuğun yanında bulunmak kafa karışıklığına yol açar.  Psikolojik mesafenin artması ile evden ayrılan ebeveynin çocuğu ile bağları zayıflar. Bunun önüne geçmek adına belirli periyotlarda görüntülü görüşmeler yapılmalıdır. ‘’Günüm nasıl geçti saati? ‘’ ve ya görüntülü görüşmelere oyunlar ekleyerek kopan bağlar güçlendirilebilir.   

 

Herhangi bir kriz anında ilk önce çocuğunu kurtarma eğiliminde olan ebeveynler, boşanma söz konusu olduğunda krizi nasıl yönetebileceğini bilememektedir. Oldukça hassas olan bu süreç, çocuklar kadar anne ve babalar için de yıpratıcı olabilmektedir. Toplumsal beklentiler nedeniyle başarısızlık duygularıyla boğuşan ebeveynler sürecin en az hasarla atlatılabilmesi adına üçüncü ötekilerden, uzmanlardan destek alabilirler.

 

Unutmayalım ki anne ve baba olmak, çocukla birlikte  deneyimleyerek öğrenilir. Aile yalnızca adına aile dendiği için değil, onu bir araya getiren ve bir arada tutan hikayesiyle birlikte gelişir. 

 

 

Klinik Psikolog Hazal ASLAN