Dr. Fredrike Bannink-Pozitif Bilişsel Davranışçı Terapi


Dr. Fredrike Bannink-Pozitif Bilişsel Davranışçı Terapi

POZİTİF BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
Dr. Fredrike Bannink/Klinik Psikolog

Bugün burada neler yapıyor olacağız? Öncelikle pozitif bir başlangıç yapmak için bu sempozyumdan en iyi beklentilerinizin neler olduğunu soracağım. Pozitif bilişsel davranışçı terapinin ne olduğu, nasıl uygulandığı, bu süreçte terapiste ne gibi roller düştüğü, bu alanda yapılmış nitel ya da nicel birkaç araştırma örneği ve onun dışında bireysel ve grup protoküllerden bahsediyor olacağım. Zamanım kalırsa, bugün burdan, yanınıza neler alarak ayrılıyorsunuz onu soracağım.
  Bir dakikalığına şunu düşünmenizi istiyorum. Bugün, şu ana kadar sizin için ne iyi oldu? İkinci ise bunu düşündükten sonra bundan başka ne var? Daha sonra onlardan başka ne var? Bir dakika içinde üç şeyi düşünmenizi istiyorum. Ben yanıtlayacak olursam; bugüne dair ilk güzel detay havanın güneşli olması olabilir. Bahar yaklaşmakta ve keyifli bir zaman geçiyorum. 
Neyin iyi gitmediğini soracak olursam pek çok yanıt geleceğini biliyorum. Fakat neyin iyi gittiğini sorduğumuzda cevap o kadar kolay olmuyor. İnsan zihni kötüyü görmeye daha yatkındır. Beynimizin kötüye odaklanma oranı, iyiye odaklanmaya oranına göre 7 kat daha öndedir. Bu oldukça zorlu bir savaş olduğu anlamına gelmektedir. Örneğin; webinar sonunda, soru sorsak ve katılımcıların çoğunun yanıtı ''iyi gittiği'' yönünde olsa ama iki kişi ''kötü gittiği'' yönünde yanıtlasa, büyük bir olasılıkla o iki kişinin verdiği olumsuz yanıt benim aklımda kalacaktır.  Dolayasıyla insanları iyiyi görmek için davet etmeliyiz. Bu konuda ekstra çabalamamız gerekmektedir. Bu webinardan en iyi beklentileriniz  neler bir dakikalığına düşünmenizi istiyorum. Beklentimiz neye odaklandığımızla alakalıdır. Çalıştığımız alanda patalojiye yönelik odak daha ağırlıklıdır. Maalesef insanların  pozitif özelliklerine yönelik odak daha azdır. Psikiyatri alanında, pozitifliğe odaklanma söz konusu değildi. Buna karşılık; negatifliğin ortadan kaldırılmasına yönelik odak söz konusuydu. Seligman’ın da dediği gibi biz hep zavallı insanların daha zavallı hale getirmiş olduk. 
Ben de psikoterapiyi mutluluğu arttırmanın yanı sıra, rahatsızlıkları hafifletmek yolu olarak görmekteyim. İnsanların çoğunlukla hedefleri ve amaçları daha uzun ve mutlu bir hayat yaşamaktır. Geleneksel bilişsel davranışçı terapi yanlış olanı düzeltmeye odaklıdır. Pozitif psikolojiye bir çoğunuz aşina olduğunu öngörmekteyim. Aslında pozitif psikolojiyi, yaşamı yaşamaya değer kılan şeylerin, bilimsel bir çalışması olarak düşünebiliriz.  İnsanın iyi oluşuna ve en iyi işlevsel oluşuna odaklanmaktadır. 
Çözüm odaklı kısa süreli terapi  ise danışan için şu anda, bulunduğumuz zaman diliminde, neyin işe yaracağına odaklanmaktadır. Danışanları olumlu farkındalık kazanmaya, istendik davranışları fark etmeye davet etmektedir. Çözüm odaklı terapi psikanalize tepki olarak doğmuştur. Problemi çözme, işe yaramayanı düzeltmeye çalışmak yerine işe yarayanın üzerine terapi sürecini inşaa etmek hedeflenmektedir. İnsanların tercih ettiği geleceğe ve hedef odaklı olmaktır. Kısacası Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi işe yarayan unsurları daha fazla yapmaya odaklanmaktadır. Pozitif değişimlere odaklanmış yaklaşım olan pozitif psikoloji terapide kişilere nereden geldikleri, daha önce ne yaptıklarından daha çok ne yapmak istediklerini sorarız.  Değişimizin sırrı tüm enerjimizle geleceğe odaklanmaktır. Yeniyi inşaa etmemiz gerekmektedir.  Pozitif  bilişsel davranışçı terapi alanda yeni bir yaklaşımdır. Patalojiye odaklanmak yerine kişilerin güçlü yanlarına odaklanarak en iyi versiyonunu geliştirme düşüncesi üzerine temellendirilmiştir. Ana odak, stresi azaltmaktan ziyade, başarıyı güçlendirmektir. Bu demek oluyor ki; problemin varlığına  değil, problemlerin yaşanmadığı istisnalara odaklanmaktır.

                Geleneksel bilişsel davranıçı terapi ise daha çok tümdengelim şeklinde çalışmaktadır. Daha büyük kavramlar daha küçük kavramlara bürünmektedir. Amacı geneli anlamak üzerine kurulmuştur.  Daha net gözüken problemlerde çok daha işlevseldir. 
Bizler geçmişi analiz edebiliriz evet ama geleceği de dizayn etmeliyiz. Dizayn ileriye bakmaktır. Hayatta olumlu sonuçlar elde edebilmek için geleceği tasarlamak gerekmektedir. Çözümü tasarlamaktan dâhi söz etmiyorum. Çünkü bu bile problemin varlığına ışık tutmaktır.  Daha iyi bir hayatı ve geleceği dizayn etmek mi istiyorsunuz yoksa öncesini tamir etmeyi mi istiyorusunuz? 
               Depresyonun azaltılmasında pozitif bilişsel davranışçı terapi ile geleneksel bilişsel davranışçı terapinin hangisinin daha etkili olduğuna yönelik deneysel bir araştırma yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda geleneksel bilişsel davranışçı terapinin pozitif bilişsel davranışçı terapiyle kıyaslandığında, depresyonun azaltılmasında pozitif bilişsel davranışçı terapi daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Klinik olarak da, yapılan nitel araştırma sonuçları da  daha etkili olduğunu göstermektedir. Mesleki anlamda odak nokta, pozitif olulduğu zaman tükenmişlik daha az oluşmaktadır. Kişi, problemin varlığına odaklandığı müddetçe, çok basit çözümleri kaçırma ihtimali oluşmaktadır.