KARDEŞ KISKANÇLIĞI
KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Türk Dil Kurumu, kıskançlık kelimesini: ‘’Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum’’ olarak açıklamıştır. Her insanda bulunan bu duygu durumunun, çocuklar da yetişkin bireylere göre duygularını daha yoğun yaşamasından ve dürtüsel gelişiminin tamamlanmamasından dolayı olumsuz etkilenen farklı alanlar bulunmaktadır.
İlk olarak bu durum gerçekleştiğinde kıskançlık ile karşı karşıya kalan çocukta ruhsal ve çevresel etkenlere bağlı olarak iç çatışmalarını davranışa aktarması sonucunda ortaya çıkan inatçılık, yalan söyleme, çalma, sinirlilik, geçimsizlik, kavga etme, altına kaçırma, emzik veya biberon kullanmaya başlamak gibi regresyon dediğimiz davranış bozukluğu ile karşılaşırız. Bu probleme yaklaşımımız ise bireyin bütün yaşamını etkileyen aile tutumlarıyla ilişkilidir. Aynı zamanda ailenin; çocuğun sosyalleşme, fiziksel ve duygusal tüm ihtiyaçlarını yerine getirmesiyle de bağlantılıdır. Çocuk bu zaman diliminde ebeveynlerini örnek alarak bir probleme yaklaşım şekillerini olumlu veya olumsuz davranış yapısını da öğrenmektedir. Çocukluk zaman diliminde bu kıskançlık ve olumsuz davranış kalıplarının çözümlenmemesi ilerleyen yaşam serüveninde yetişkin birey olarak kişilik bozukluklarıyla sonuçlanabilir.
Peki ebeveynler bu durumla karşı karşıya kaldığı zaman ne yapmalıdır?
İlk olarak ebeveynlerden beklentimiz biraz da olsa empati yapabilmeleridir. En az 9 aydır evde tek olan ve biricikliğini yaşayan çocuğun aynı konumda diğer bir kişinin gelmesiyle konumunun tehlikeye girdiğini düşünmesi kadar normal bir durum yoktur. Genel olarak her çocuğun kendisine özgü olmasını düşünmekle birlikte, paylaşım duygusunun 3 yaşından sonra gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bundan dolayıdır ki bu yaş dilimine kadar çocuğunuzun normal bir şekilde kardeşini kabullenmesi pek olası bir durum değildir. İlk başlarda problem yok gibi gözükse de yeni gelen bebeğe çevreden gelen ilgi ile birlikte çocuğun bastırmış olduğu kıskançlık durumu daha sonradan farklı davranış bozukluklarıyla ortaya çıkabilir. Bu ve bu gibi birçok olumsuz durumla karşı karşıya kalmamak için bu süreci olabildiğince sağlıklı geçirmemiz gerekmektedir.
İlk olarak bebeğin dünyaya gelmeden yapılması gerekenlere bakmak gerekir; Hamilelik esnasında, siz doğum yaptıktan sonra size yardım edecek kişilerin; eşiniz, anneniz veya kayınvalideniz vs. gibi kişilerle çocuğun daha çok zaman geçirmesini sağlayın. Böylelikle doğum süreciniz de çocuk bocalamayacağı için sizin de daha rahat bir lohusalık geçirmeniz kolaylaşacaktır. Eğer çocuğunuz okula başlayacaksa veya şu anda aynı odada yatıyorsanız bu ve bu gibi şeyleri doğum gerçekleşmeden önce yerine getirirseniz çocuğun statüsünü kaybetmesini engeller ve ebeveynleri tarafından dışlanma hissine karşı gelmiş olursunuz. Onun bir birey olduğunu unutmadan yapabileceği şekilde bebeğin odasını yerleştirirken, bebeğin bakımında ondan yardım isteyebilirsiniz. (Bezini getirir misin? Gibi) ve en önemlisi Onu çok sevdiğinizi dile getirmekten kaçınmayın. Ona karşı olan koşulsuz sevginizin, ona her daim güven verdiğini kesinlikle unutmayın.